1 milyon 500 bin liraya %70 yerlilik oranıyla satılan TOGG’un nasıl bir halkçı politika izlediğini anlamakta güçlük çekiyorum. Yerli ve milli söylemleriyle sunulan bu araç, gümrük vergileri olmasa Çinli BYD'den bile pahalıya geliyor. O hâlde, yerli otomobil üretmek yalnızca otomobil parçalarını üretmek ve bu parçaları birleştirmek demek mi? Millî gurur, sadece etiket üzerinden mi inşa edilecek?
Elbette birçok otomobil markası, maliyeti düşürmek ve standardizasyonu sağlamak için ortak şasi ve karoser kullanıyor. Buna itirazım yok ancak TOGG’un Hindistan ve Çin menşeli birçok araçla benzerlik göstermesi, Türkiye’ye ya da Türk insanına özgü bir iz taşıyıp taşımadığını sorgulatıyor. Türkiye, her ne kadar yerli bir otomobil markası inşa edememiş olsa da Cumhuriyet'in başından beri kurulan montaj fabrikalarıyla belirli bir deneyime sahiptir. Avrupa'nın pek çok aracı, Türkiye'de montajlanmış, bu otomobillerden Renault 9, Renault 12, Fiat 124 ve Fiat 131 gibi otomobiller yerli bir kimlik kazanmıştır. Böyle bir geçmişe rağmen aynı entegrasyonu TOGG'da göremedik ancak TOGG, yerli, milli ve halkçı olarak pazarlanıyor? Araya sıkıştırılmış birkaç saniyelik kemençe sesi ya da ‘Ayder’ rengiyle mi halkçılık sağlanacak?
Fiat, Citroen'den Ami platformunu alarak eski aracı Topolino'yu piyasaya sürdü. Ami'nin son derece sıkıcı tasarımı Topolino ile albenisi yüksek bir tasarıma dönüştü. Bir benzeri TOGG için neden olmasın?
Yeni bir marka olarak TOGG’un yüksek segmentten başlaması anlaşılabilir. Günümüzde sadece birkaç bin dolarlık kârla ekonomi sınıf otomobil satıp ayakta kalabilmek mümkün değil. Bu nedenle düşük segment araç üretmek istemeyen markaları anlayabiliyorum. Ancak halkın ulaşabileceği bir “yerli araç”tan söz ediyorsak bu modelin ekonomik gerçeklerle ve toplumun alım gücüyle örtüşmesi gerekir. TOGG, şimdilik belirli bir sınıfa hitap eden bir marka olarak duruyor.
Doğan, Tipo, Broadway ya da Doblo'nun elektrikli versiyonunu görmek çok isterdim. Ama böyle bir adım, kısa vadede sadece nostaljik bir isimlendirme ile mümkün olabilir. Üretilen araç, şasi, karoser ve tasarımıyla bu isimlerin ruhunu taşımayacak kadar farklı olurdu zaten.
Günümüz araçlarının fütüristik tasarımları, bence halktan, kimlikten ve insani dokudan uzaklaşmanın bir sonucu. Artık insanlar araçlarla bağ kuramıyor; araçlar da insanlara hitap etmiyor. İşte bu yüzden otomotiv sektörü, kendi içinde dönüp duran, tekrara düşen bir yapıya bürünüyor.
Gerçek yerlilik, yalnızca üretim bandında değil, halkın yüreğinde anlam bulur. TOGG, belki bir mühendislik başarısı olabilir ama şimdilik halkçı bir proje olmaktan uzak görünüyor.


Yorumlar
Yorum Gönder